Project Description
Sistemik jüvenil idiopatik artrit (sJIA)/Erişkin Still hastalığı (AOSD)
sJIA/AOSD nedir?
Sistemik jüvenil idiopatik artrit (sJIA).
Sistemik vücudun birden fazla organının etkilendiği anlamını taşımaktadır.
Jüvenil = 16 yaşından önce ortaya çıkan hastalıktır.
İdiopatik = sebebi henüz tam bilinmemektedir.
Artrit = eklem iltihabı
Bu hastalık yetişkinlerde ‘Erişkin Still hastalığı (AOSD)’ olarak adlandırılır.
Özet
Sistemik JIA ve Erişkin Still hastalığı otoinflamatuar hastalıklardır. Doğuştan gelen bağışıklık sisteminin kendiliğinden iltihap üretmesi anlamını taşır. Hastalık yüksek ateş, pembe cilt tahrişi ve eklem iltihapları ile tanınır. Ayrıca karaciğer ve dalak büyür, boyundaki lenf nodları büyür ve boğaz ağrısı da ortaya çıkar. Çoğu hasta çok hastadır ve kandaki iltihap değerleri yüksektir. Hastalık belirtilerinin tam sebebi henüz bilinmemektedir. Tedavi, NSAID, prednison ve kısa süredir IL-1 ve IL-6 karşıtı gibi biyolojik ilaçlar gibi, iltihap karşıtı ilaçlardan oluşur.
İsmi nerden gelmiştir?
İngiliz çocuk hekimi George Still 1897 yılında ilk olarak uzun süreli eklem iltihabı, büyümüş lenf nodları, büyümüş dalak ve serositi (örneğin mide zarı, kalp zarı, akciğer veya göğüs zarı iltihabı) tanımlamıştır. Çocuklarda bu hastalık şimdi sistemik JIA olarak adlandırır. Ancak yetişkinlerde ‘Erişkin Still hastalığı’ ismini kullanırız.
Sistemik JIA yaklaşık olarak 100.000 çocuğun 1’inde rastlanır. Hastalık her yaşta meydana gelebilir ancak küçük çocuklarda ve de 15-25 yaş arasında daha sık görülür. Erkek ve kadınlarda eşit oranda görülür. Bu hastalık en çok da 35-45 yaş arasında olmak üzere yetişkinlerde nadiren görülür (100.000 yetişkinde 0,16-0,4). Yetişkinlerde bu hastalık kadınlarda daha sık baş göstermektedir.
Belirtiler
Bu hastalığın ana belirtileri akşam-gece sırasında yüksek ateş (38.5 dereceye kadar) ve sabaha doğru yine normal veya normalin altında vücut ısıları ve bir veya birden fazla eklemde iltihaptan ibarettir. Eklem iltihabı hastalığın başında meydana gelebilir ancak bazen daha sonraki seyirde de oluşabilir ve bir eklemden diğer ekleme de geçebilir. Ayrıca lenfadenopati (büyümüş lenf nodları), büyümüş karaciğer veya dalak, serosit (örneğin mide zarı, kalp zarı, akciğer veya göğüs zarı iltihabı) ve deride döküntü sıklıkla görülür. Ciltteki döküntü somon pembesidir ve ateşle birlikte oluşur. Ateş geçtiğinde tekrar gider. Cilt tahrişi duygularla veya küvette de oluşabilir. Ayrıca boğaz ağrısı, yorgunluk, hassasiyet ve iştahsızlık ve artmış enerji tüketimi sebebiyle kilo kaybı gibi genel belirtiler de tanımlanmıştır. Bazı hastalarda eklem iltihapları ön plandadır ama diğer hastalarda eklemler çok rahatsızlık vermez ancak vücudun diğer bölgelerindeki iltihaplar rahatsızlık verir.
Bağışıklık sistemimiz nasıl çalışır?
Bağışıklık sistemi bizi potansiyel hastalıklara karşı korur. Bağışıklık sistemi olmadan enfeksiyon sebebiyle kısa süre içinde vefat ederiz. Bağışıklık sistemi ikiye ayrılır: doğuştan gelen ve edinilen bağışıklık sistemi.
Doğuştan gelen bağışıklık sistemi
Doğuştan gelen bağışıklık sisteminin akyuvarları kandaki tehlike sinyallerine tepki verebilir. Bu tehlike sinyallerinin bir örneği çeşitli bakterilerinin hücre duvarında bulunan lipopolisakarit (LPS) maddesidir. Bu tanıma hızlı çalışır ancak spesifik değildir (yani belirli bir bakteriye odaklı değildir). Akyuvarlar LPS ‘gördüğünde’ interlökin-1 (IL-1) gibi iltihap maddeleri üretirler. IL-1 ise yine diğer akyuvarları harekete geçirir ve iltihap reaksiyonu meydana gelir. Ayrıca IL-1 reseptörüne bağlanarak beyindeki ısı sistemlerinde reaksiyona yol açar ve ateş oluşur. Doğuştan gelen bağışıklık sisteminde rol alan akyuvarlardan birkaç örnek monosit ve nötrofil granülositlerdir. Otoinflamatuar hastalıklarda doğuştan gelen bağışıklık sistemi fazlasıyla faaldir.
Edinilen bağışıklık sistemi
Edinilen bağışıklık sistemi genellikle daha yavaş çalışır ancak örneğin belirgin antikor oluşturulduğu için daha belirgin ve uzun süreli bir reaksiyondur. Aşılama edinilen bağışıklık sisteminin örneğidir. Aşıdan sonra vücut bazı antikorları ürettiği için bu hastalıklara karşı uzun süreli koruma sağlanır. Edinilen bağışıklık sisteminde rol alan akyuvarlardan birkaç örnek T ve B hücreleridir. Romatizma gibi otoimmün hastalıklarda edinilen bağışıklık sistemi önemli rol alır. Örneğin vücudun kendi proteinlerine karşı belirgin bir T hücresi reaksiyonu oluşur veya vücudun kendi bölümlerine karşı antikor üretilir.
Sistemik JIA/AOSD’ye ne sebebiyet verir?
Sistemik JIA/ Still daha önce otoimmün hastalıklar grubuna dâhil edilmiştir ancak mevcutta otoinflamatuar hastalıklar grubundadır. Bu hastalığın nasıl oluştuğu henüz tam olarak bilinmemektedir ancak son yıllarda daha fazla bilgi edinilmiştir. Bilimsel araştırmalarda sJIA/Still hastalığında kontrol edilemeyen doğuştan gelen bağışıklık sisteminin var olduğu ve bu kapsamda çok fazla iltihap proteininin üretildiği düşünülmektedir. Bağışıklık sistemindeki bu bozukluk enfeksiyon için belirgin sebepler olmasa da vücutta iltihap reaksiyonunu oluşturmaktadır.
Bu bağışıklık sistemi bozukluğu otoimmün hastalıktakinden farklıdır.
Teşhis
Teşhis özgeçmiş, fiziksel muayeneden ve kan tahlilinden oluşmak üzere bütün hususlar dikkate alınarak konulur. Sistemik JIA teşhisini koymak için özel bir test yoktur ve bu sebeple kesin teşhisin konulması biraz vakit almaktadır. Semptomların daha az belirgin olduğu durumlarda ateşin diğer sebeplerini hariç tutmak için ek araştırma gerekebilir.
Tedavi
Tedavi düzensiz bağışıklık sisteminin frenlenmesinden oluşur. Öncelikle diclofenac veya indomethacine gibi steroid olmayan antiinflamatuar ilaçlar (NSAID) verilir. Hastaların %10’unda bu ilaçlar sayesinde ateş şikâyetleri gider ve iltihap parametreleri ve artrit yavaş yavaş düzelir. Çoğu hasta daha fazla tedaviye ihtiyaç duyar. (Prednisolon gibi) kortikosteroid yerine artık doğrudan Anakinra (kısa süreli IL-1 reseptör antagonisti) ve Tocilizumab (IL-6 karşıtı) gibi biyolojik ilaçlar tercih edilmektedir. Özellikle hızlı başlanırsa Anakinra’nın etkisinin iyi olduğu görülmüştür. Biyolojik ilaçlar düzensiz bağışıklık sisteminin daha belirgin noktasını etkiler. Prednisolon’un etki alanı daha geniştir ve bu sebeple bağışıklık sisteminin daha büyük bir kısmını etkisizleştirir ancak bu durum her zaman istenmez. Ayrıca biyolojik ilaçlara göre prednisolon’un yan etkileri, uzun vadede de, daha fazladır.
Uzun vadede seyir/prognoz
Hastaya göre hastalık seyrinin nasıl ilerleyeceğini söylemek zordur. Henüz biyolojik ilaçların verilmediği dönemlerde prednison ilacını azaltırken veya durdurunca, hastaların şikayetleri devam ediyordu veya tekrar ediyordu. Şu anda biyolojik ilaçlara iyi tepki veren büyük sayıda hasta görmekteyiz. Bu hastaların bir kısmında hatta bu biyolojik ilaçları birkaç ay sonra tamamen durdurabiliyoruz. Bu durum çocuklarda çok iyi araştırılmıştır ancak yetişkin hastalarda o kadar iyi araştırılmamıştır. Maalesef hastalığı kontrol altına almanın zor olduğu çocuklar da var ve bazen daha fazla ilaç ve prednison vermek gerekli görülebiliyor. Hastalık uzun remisyon (uyku) süresinden sonra tekrar edebilir.
Komplikasyonlar:
Sistemik JIA hastalığında görülen ciddi komplikasyon makrofaj aktivasyon sendromudur (MAS). Bu durumda makrofajlar ve T hücreleri o kadar hızlı çoğalır ki, kontrol altına alınamaz. Bu yüzden daha fazla sitokin (iltihap proteinleri) üretilir ve bunlar da daha fazla etkinliklere yol açar. Sonuçları ağır olabilir. Makrofajlar kemik iliğinde yeni alyuvar ve akyuvarları tükettiğinden, alyuvar ve akyuvar ve trombosit eksikliği oluşur. Bundan dolayı da yüksek ateş ve kansızlık, enfeksiyon kapma riski ve pıhtılaşma problemleri oluşabilir. Ayrıca karaciğer de tam çalışmadığı için ciddi pıhtılaşma problemleri meydana gelebilir.
İrsiyet
Bilim dünyasında bu hastalığın multi fakülter olduğu kabul edilmiştir. Genetik yapı yatkınlığı ve (örneğin iltihap gibi) çevresel faktörlerin birleşiminden kaynaklandığı anlamını taşımaktadır. Genetik yapı yatkınlığı olsa bile bir ailede iki çocukta aynı hastalığın bulunması çok nadir görülür.